İş Güvenliği Birinci Basamak
İş Güvenliği Birinci Basamak

İş Güvenliği Birinci Basamak

Tüm dünyada, herhangi bir ülkede arz talep dengesini sağlamak adına mevcut işyerlerinin yanında yeni işyerleri de açılmaktadır. Bunlar o ülkenin, bölgenin veya şehrin yaşayanlarının ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmektedir. Bu, gıda, temizlik, sağlık, tarım gibi çeşitli sektörlerde olabilir.

Her işletme istihdam sağlamakla beraber o bölgenin veya şehrin ekonomisine katkı demektir, ülkenin gelişmesi halkın refah düzeyinin artması gibi birçok etkileri olmaktadır. Dolaylı olarak halkın huzur içerisinde yaşamasına da katkı sağlamaktadır.

Mevcut işyerlerinde öncelikle çalışanların sağlık ve güvenliği için gerekli tedbirlerin alınması adına iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları yürütülmektedir. Bu çalışmalar sırasında işletmenin iş kazası ve meslek hastalığına karşılık alması gereken önlemler belirlenerek çalışanların daha güvenli ve sağlıklı bir ortamda çalışması sağlanması amaçlanmıştır.

Bu çalışmalar sırasında işyerlerinde bazı yapısal değişiklikler yapılması gerekebilmektedir. Örneğin havalandırma şartlarının iyileştirilmesi adına doğal havalandırma yapılabilmesi için yeni pencereler açılması veya tam işletmenin üstünden geçen yüksek gerilim hattının yer değiştirilmesi gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.Bu tarzda çalışmalar faaliyetine devam eden işletmeler için hem zaman alıcı hem maliyetli hem de gerçekleştirilmesi imkansız görünen işlemler olabilmektedir.

Avrupa ülkelerinin bir çoğunda;

İşletme kurulmadan önce yapılacak işin niteliğine göre tüm unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır. İlk önce işletmenin kurulacağı saha faaliyete uygun mu ona bakılır. Sonra proje aşamasında iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden destek alınarak inşaat sırasında yapılabilecekler değerlendirilir. İnşaat aşamasını tamamladıktan sonra yapılacak işe uygun makine ekipman seçimi için yine iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden destek alınır. Seçilen makinelerin işletme içerisinde ki yerleşimi, büro personeli için masa seçimi ve büro içerisindeki yerleşimine kadar her türlü yapılacak işin içerisinde iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri bulunmaktadır.

Bu çalışmalar yapılırken inşaat işleri yapılırken ayrı işletmenin faaliyete başladıktan sonra ki durumu için ayrı uzmanlardan destek alınmaktadır.

Tüm bu işlemlerden sonra iş sağlığı ve güvenliği açısından işletmenin uygunluk raporuyla beraber o işletmeye gereken izinler verilmektedir.

Bu anlattıklarımız bazı yerlerde uygulanmakta ve tüm ülkelerde, şehirlerde uygulanması gereken önemli unsurlardır.

Türkiye de ise durum tamamen farklı.

Bir veya birden fazla kişinin bir iş fikri vardır. Ama ortak ama tek başına işletmeyi kurmak için şirket kurulur. En uygun fiyatlı saha seçilir proje hazırlanır inşaat başlar inşaat biter daha yeni başlıyoruz ikinci el az kullanılmış olsun yada uygun fiyatlısını alalım sonra gelişmişini alırız düşüncesi ile makinelerin siparişi verilir  makineler gelir işletmeye yerleştirilir çalışacak olan personel işe alınır faaliyet başlar ve iş yerinin tehlike sınıfına göre – az tehlikeli sınıfta ve 50 kişinin altında personel çalıştıran iş yerleri hizmet alma zorunluluğu zaten yok- Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerinden fiyat araştırmasına girilir ve işi en ucuz yapan bir tanesi ile prosedür yerine gelsin evraklar tam olsun yeter düşüncesi ile sözleşme imzalanır. Bundan sonrası daha vahim. İş güvenliği uzmanı işletmeye gider risk analizi, yıllık çalışma planı, yıllık eğitim planı, acil durum eylem planı hazırlanacaktır. Ama risk analizi ve acil durum eylem planı hazırlamak için ekip kurulması gerekir. Ekip çalışanlar içerisinden en uygunları belirlenerek kurulur. Sonra kurulan ekiple saha dolaşılır tehlike ve riskler belirlenir. Acil çıkış kapısı olması gereken yerde makine parkı kurulmuştur. Alternatif yer bakılır en uygun yer seçilir fakat orası da diğer makinelerin arasından geçilerek adeta labirent gibi bir yol çıkar ortaya. Olması gereken bir yer gösterilir işverene acil çıkış kapısı açılması için bu defa tekrar inşaat mı yapacağız çok masraf ettim bunu yapamam gibi itirazlarla karşılaşılır.  Makinelerin teknolojiye uyumlu olmadığı, koruyucularının aktif çalışmadığı veya yeterli olmadığını söylersin yine aynı itirazlar konu maliyet.

Tüm bunlara istinaden risk analizini hazırlar ve makinelerin yetersiz olması, değiştirilmesi gerekliliğine kadar her ayrıntıyı yazar ve imza altına alarak teslim edersin işverene ama hiçbir maddesi okunmadan, okunsa bile gerçekleşmeyeceği yüz ifadesinden anlaşılan bir şekilde imzalanır. Sonra her ziyarette tespit ve öneri defterinde belirtirsin, çalışanlara gerekli uyarıları sürekli yaparsın ve iş kazası olmasın diyerek her gün dua edersin.

Sonuç olarak eğer Türkiye de ve dünyada iş kazası ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi isteniyor ise birkaç tavsiyem şu şekilde olacaktır;

  • İş sağlığı ve güvenliği kültürü ilkokuldan başlayarak çocuklarımıza aşılanmalı
  • İşletmeler kuruluş aşamasından itibaren İş sağlığı ve Güvenliği profesyonelleri tarafından sıkı kontrol altında olmalı ve hazırlayacakları rapor doğrultusunda işletme ruhsatı verilebilmeli ve işletme faaliyetine bu şartlarla başlamalı
  • İş Sağlığı ve güvenliği profesyonelleri bakanlığa bağlı olarak çalışmalı ve belirli yetkilerle donatılmalı
  • Bakanlık hizmet alması gereken fakat almayan tüm firmaları tespit ederek gerekli cezai yaptırımları uygulamalı ki işveren İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerini boşa verilen para olarak görmemeli.